Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, 19 Ekim’de kritik bir seçime hazırlanıyor. Ancak ne yazık ki ülkede bilimsel araştırmaların önemi yalnızca seçim dönemlerinde hatırlanıyor. Üzücüdür ki, birçok siyasi yönetici araştırmaları halkın gerçek ihtiyaçlarını anlamak ve analiz etmek için değil; seçim dönemlerinde kamuoyu yönlendirme aracı olarak kullanmaktadır. Bu yaklaşım, bilimsel araştırmanın en temel özünden — topluma hizmet etmekten — uzaklaşmak anlamına geliyor.
Oysa bilimsel araştırmaların görevi, “kim kazanacak?” sorusuna yanıt aramak değil; “halk ne yaşıyor, ne düşünüyor, neye ihtiyaç duyuyor?” sorularına ışık tutmaktır.
Dönemlik Anket Değil, Sürekli Toplumsal Analiz
Bir ülke, vatandaşlarının duygularını, beklentilerini ve sorunlarını yalnızca seçim dönemlerinde değil, yılın her günü anlamak zorundadır.
Devlet kurumları, siyasi partiler ve karar vericiler; toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel eğilimlerini düzenli olarak izlemeli, veriye dayalı stratejilerle hareket etmelidir.
Saha çalışmalarımızda zaman zaman halkımızdan şu ifadeleri duyarız:
“Gerçek anket sandıktadır.”
Bu düşünce anlaşılabilir olsa da eksiktir. Çünkü seçim sandıkları sonuçları bildirir ama nedenleri açıklamaz. Sandık bize “kim kazandı”yı söyler, ancak “neden kazanıldı, kim neden oy kullanmadı, hangi yaş grubu neden kararsız kaldı, hangi bölge hangi sorundan etkilendi, seçmen neden tercihini X ya da Y adaydan yana yaptı” sorularını cevaplayamaz.
İşte bu “neden-sonuç” ilişkisini anlamanın tek ve gerçek yolu bilimsel çalışmalardan geçer. Gerçek saha verileri, tarafsız analizler ve sistematik araştırmalar olmadan hiçbir sonuç doğru okunamaz.
Dünya siyasetinde istikrarı sağlayan liderlerin ortak noktası da budur: kararlarını duygulara değil, bilimsel veriye dayandırmaları.
X Köyü’ndeki Ali Dayı’nın geçim derdi, Y Köyü’ndeki Ayşe Teyze’nin eğitim veya sağlıkla ilgili sıkıntısı yalnızca seçim mitinglerinde değil, her gün kamu politikalarının merkezinde olmalıdır. Bu da ancak tarafsız, bağımsız ve bilimsel yöntemlerle yapılan araştırmalarla mümkündür.
Bilimsel Araştırmalar Algı Yaratmaz, Gerçeklik Sunar
Kuzey Kıbrıs’ta maalesef bazı siyasi aktörler, kamuoyu araştırmalarını algı oluşturma aracı haline getirmiştir. Oysa doğru araştırma, manipülasyonun değil, çözümün temelidir.
Gerçek veriler, yanlış politikaları düzeltir, kaynakların etkin kullanımını sağlar ve halkla yönetenler arasındaki güveni güçlendirir.
Toplumun duygularını ölçmek bir “seçim aracı” değil, ülkenin stratejik yönünü belirleyen pusuladır.
Sağlık, Ekonomi, Eğitim: Veriye Dayalı Stratejinin Temeli
Her sağlıklı ülke, halkının ihtiyaçlarını doğru analiz edebildiği ölçüde güçlüdür. Kuzey Kıbrıs’ta sağlık sisteminden ekonomiye, eğitimden sosyal politikalara kadar her alanda bilimsel verilerle desteklenen karar mekanizmalarına ihtiyaç vardır.
- Sağlıkta, bölgesel ihtiyaç haritaları çıkarılmalıdır.
- Ekonomide, hane gelir düzeyi ve yaşam maliyeti düzenli ölçülmelidir.
- Eğitimde, öğrenci profilleri, göç etkileri ve bölgesel farklar bilimsel verilerle izlenmelidir.
Ancak o zaman doğru kaynak doğru yere ulaşır ve politikalar kişisel değil, ulusal menfaatlere hizmet eden bir çerçeveye oturur.
Vizyonumuz: Toplumun Nabzını Tarafsızca Tutmak
Rudex Danışmanlık olarak 8 yılı aşkın süredir çeşitli alanlarda bilimsel araştırmalar yürüten, bağımsız ve profesyonel bir araştırma kuruluşuyuz.
Amacımız hiçbir kişi veya kurumu hedef almadan, algı yaratmayan, bilgiye dayalı raporlar üretmektir. Halkın gerçek sesini tarafsız biçimde duymak, bu verileri yöneticilerle, yatırımcılarla ve kurumlarla paylaşmak bizim temel misyonumuzdur.
Biz inanıyoruz ki bilimsel araştırma, bir toplumun gelişimi için yalnızca araç değil, vicdanıdır.
Topluma hizmet eden bir araştırma kültürü, siyaset üstü bir anlayış gerektirir. Biz de bu anlayışla hem yatırımcılara hem kurumlara hem de kamu yöneticilerine yaratıcı, objektif ve uygulanabilir projeler sunmaya devam edeceğiz.
Veri Olmadan Yapılan Planlama Gözleri Kapalı Araç Kullanmak Gibidir
Kuzey Kıbrıs’ın geleceği, sağlıklı veriler ve toplumsal gerçekler üzerine inşa edilmelidir.
Karar süreçlerinde veriye dayalı yaklaşımlar, hem kamu yönetiminin etkinliğini artırır hem de toplumsal güveni güçlendirir.
Bilimsel araştırmalarla desteklenen planlama ve yatırımlar, sürdürülebilir kalkınmanın en sağlam yoludur.
Rudex olarak biz, mevcut sistemin bir parçası olmayı değil; teknolojik altyapımız, AR-GE gücümüz ve yeniliğe verdiğimiz değerle sürekli gelişimin öncüsü olmaya kararlıyız.
